Sağlıklı ve mutlu yaşamanın en önemli anahtarı,
stressiz ve sorunsuz bir yaşam sürdürmek için çabalamak değil;
stresle ve sorunlarla baş ettiğimiz bir yaşamı sürdürebilmektir.

İnsanın aradığı şey yüreğinin bir köşesinde durur.
Fakat insanoğlu, arayışı üzerine yaşamaz hayatını...
Bulamayışı üzerine söylenir durur.
Karşılaştığı anda da söylenmeyle uğraştığından ötürü fark edememiş olur.

Kafandaki kalabalığın farkında mısın? Ya olmuş bitmiş şeylerin peşindesin,
ya da olmamış şeyleri bugünden kontrol etmekle meşgul. Bırak!..
Bırak da yaşa an'ını. Bu an'a bir daha geri dönüşün yok.
Her sabah uyandığında dünü sil kafandan ve hayata her gün yeniden başla.
Bu mümkün değil diyorsun belki de içinden...
Zaten sürekli böyle dediğin için mümkün olmadı.

Çok denedin olumsuz konuşmaları...
Bir kere olsun bu sefer farklılık yap,
"Evet, yapabilirim, mümkün kılabilirim!" de ve bunda ısrar et.
En azından farklı bir yol denemiş olursun.

Senin ve tercihlerinin bulunmadığı yerleri 'asıl yer'miş gibi bir şekle koymak,
kendinden kaçmanın bir kılıfıdır. Senin bulunmadığın bir yer yok!
Fakat sen, kendini götürmeyeceğini sandığın farklı bir mekânı,
hayallerinde devasa bir kurtarıcıya dönüştürdüğün için,
içinde kendinin olmadığı bir yerlerden davet bekliyorsun.
Artık “sen”deki cevheri gör ve kendini aşağılamayı bırak!

Ötesini "istemenin" sınırı yok.
Yaşadığımız ana sığınacağımıza, yarını hatta yıllar sonrasını sahiplenmeye kalkışırız.
Ne teknolojinin, ne günlük hayattaki materyallerin sınırı,
ne de bitmek tükenmek bilmeyen hep daha iyiyi isteme arzusunun sonu vardır.
Son nefesin son nefes kadar yakın olduğu bir çarka tutkuyla esir olmak ne garip!
Hep daha fazla, hep daha ileri ama nereye kadar?